ARSIV

Volkan CengizSUSURLUK OLAYI SONRASI

, Susurluk olayıyla ilgili araştırması Balıkesir’in Susurluk ilçesindeki trafik kazası sonrasına değil, 18 yıl öncesine dayanmaktadır. Başta derginin başyazarı Doğu Perinçek olmak üzere Nurhan Nebioğlu gibi yazarlarının mafya-devlet ilişkisi ile ilgili çok eskilere dayanan araştırmaları var. Özellikle Doğu Perinçek ve başkanı olduğu İşçi Partisi Susurluk olayının ortaya çıkardığı mafya-devlet-CIA ilişkilerini bundan 25 yıl öncesinde ortaya çıkarmaya çalışmışlar, bir takım kanıtlar ve belgelere ulaşmışlar: 10 Ocak 1973; Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 3. No.lu Mahkemesinde görülen Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi Davası’nda, Doğu Perinçek ve arkadaşları, yaptıkları Savunma’da Kontrgerilla’yı teori ve pratiğiyle, Türkiye tarihinde ilk kez kapsamlı biçimde ortaya koymuşlardır. Ayrıca 11-22 Temmuz, 7 ağustos-4 Eylül ve 20 Eylül-4 Ekim 1978 Aydınlık gazetisinde Kontrgerilla’yla ilgili dizi yazılar yayınlanmıştır.

Bu dizi yazılarda özellikle Özel Harp Dairesinin ne olduğu ve CIA ile ilişkileri, çeşitli kademelerdeki elemanları açıklanmıştır.

Bunun yanında 9-15 Haziran 1993; 19-30 Ocak 1994 tarihlerinde de Aydınlık gazetesinde Binbaşı Cem Ersever’in anlatımıyla Kontrgerilla gerçeği açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.

Bu giriş niteliğindeki açıklamalardan sonra Aydınlık gazetesinin Susurluk olayına yaklaşımını genel olarak değinebiliriz.

Gazetenin bakış açısıyla ve araştırmalarıyla Çiller-mafa-devlet ana hatlarıyla şöyle anlatılmıştır:

Mercedesten Gizli Örgüt Çıktı

Susurluk yolunda kamyona çarpan Mersedes’in içinden 2 adet MP tipi makineli tabanca, 5 adet tabanca, 2 adet susturucu, bol sayıda mermi, sahte kikmlikler ve sahte plakalar çıkmış bulunmaktadır. Bu kanıtlar, arabada bulunanların cürüm işlemek üzere birleştiklerini ispatlamaya yetmektedir. Dahası, Sedat Bucak ve Hüseyin Kocadağ’ın uyuşturucu kaçakçısı ve çok sayıda cinayetin sorumlusu Abdullah Çatlı ile üç gündür birlikte oldukları da saptanmıştır. DYP Milletvekili Sedat Bucak, Çiller’in sağ ayağıdır. Hüseyin Kocadağ ise, polis camiası içinde Ağar’ın sağ kolu olarak bilinmektedir. Öte yandan eski MHP yöneticisi Avni Çarsancaklı ve adı belirtilmeyen bir Anap yöneticisi, Abdullah Çatlı’nın Ağar ile görüştüğünü ve Çiller’in masasında yemek eydiğini ifade etmişlerdir. Böylece Çiller ve Ağar ile Abdullah Çatlı arasındaki bağlantı, MİT raporu ve Mersedes içindeki bileşim yanında, tanık ifadeleriyle de doğrulanmış bulunmaktadır.

Bu durumda, Aydınlık’a göre, Çiller ve Ağar çevresinin, suçtan kurtulmak için Abdullah Çatlı’yı "büyük vatansever ve kahraman" ilen ettirdiği görülüyor.

Aydınlık, Abdullah Çatlı hakkında şu iddialarda bulunmuş:

*Abdullah Çatlı, Abdi İpekçiyi katleden çetenin başıdır.

*Abdullah Çatlı’nın Bahçelievler’de yedi İşçi Partiliyi katleden çetenin başında olduğu, aynı katliama iştirak eden Haluk Kırcı hakkındaki mahkumiyet kararında belirtilmiştir.

*Abdullah Çatlı, Avrupa’da eroinle yakalanmış ve İsviçre mahkemeleri tarafından eroin kaçakçılığı yaptığı için 7,5 yıla mahkum edilmiştir. Çatlı’nın uyuşturucu işi yapan ülkücü mafyanın şefi olduğu, yalnız İsviçre yargısı ve İnterpol tarafından değil, Türkiye polisi ve istihbarat örgütleri tarafından da saptanmıştır.

*Abdullah Çatlı’nın ülkücü çetesi, CIA’nın düzenlediği Azerbaycan darbesinde, Çeçenistan’a silah ve adam yollanmasında, Kuzey Irak’taki tertiplerde, Çin’in Sincian-Uygur bölgesine sabotaj timleri gönderilmesinde başroldedir.

*Çatlı çetesinin "Asala’nın faaliyetlerinin durdurulmasında büyük hikmetleri olduğu" yalanı da piyasaya sürülmektedir. Aldığımız bilgilere göre, Çatlı çetesi, Ermeni anıtına molotof kokteyli atmak karşılığında MİT’in operasyon bölümünden 1 milyon dolar (bugünün parasıyla 260 milyar lira) almıştır.

Vatanseverlik, 260 milyar lira karşılığı alınan-satılan bir nesne midir?

Ağar ve Çiller’in suç ortaklarının işledikleri suçlar suç sicili sayfalarına sığmaz."Aydınlık’a göre, Örtülü Ödenekten 500 milyar Çatlı Çetesine Verildi."

Çiller, örtülü ödeneği nereye verdiğini açıklarsa, Türkiye ile komşu devletlerin birbirine gireceğini söylemiş. Aydınlık’a göre bu itiraf da, Çiller ile Abdullah Çatlı arasındaki bağlantıyı sergilemektedir. Çünkü Abdullah Çatlı, CIA güdümlü uluslararası tertiplerin başsuçlularından biridir.

Aydınlık’ın Çiller ve Ağar Hakkındaki İddianamesi

DYP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar; MİT, Emniyet, JİTEM, Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi devlet kurumlarının bazı görevlileri ile uyuşturucu-silah mafyası ve ülkücü mafya diye anılan suç örgütlerinde yer almış bazı kimselerden oluşan bir Özel Suç Örgütü’nün kurulmasını azmettirmiştir. Bu örgütü ellerine geçirdikleri devlet olanaklarını kullanarak beslemiş, himaye etmiş ve yönlendirmişlerdir.

Çiller’in bu örgütü, ABD’nin CIA ve İsrail’in MOSSAD istihbarat örgütleriyle bağlantılıdır.

Örgütün Eylemleri

1. Azerbaycan’da Darbe Tertibi

2. İran’la Savaş Kışkırtması

3. Çeçenistan Provokasyonu ve Avrasya Feribotu’nun Kaçırılması

4. Tarık Ümit, Asker Simitko ve Lazım Esmaeili Cinayetleri

5. Nükleer Madde Kaçakçılığı

6. Manukyan’a Bonbalı Saldırı ve Mehmet Urhan’ın Öldürülmesi

7. Örtülü ödeneğin 500 milyar lirasını CIA güdümündeki uluslararası tertiplere tahsis etmek.Aydınlık’a Göre Hukuki Durumu

DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı, İstanbul Milletvekili Tansu Çiller’in ve İçişleri Bakanı, Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar’ın Suçları:

1) TCK 127/1. Maddesinde tanımlanan "yabancı devletin, Türkiye Devleti aleyhine hasmane hareketlerde bulunmasına matuf fiiller".

2) TCK 128/2. Maddesinde tanımlanan "Türkiye Devleti’ni harp tehlikesine maruz kılacak şekilde hasmane hareketlerde bulunmak".

3) TCK 313 ve 314. Maddelerinde tanımlanan "siyasi görüşten kaynaklanan amaçla, cürüm işlemek için cemiyet kurmak ve bu kuruluş mensuplarına bilerek ve isteyerek yardımda bulunmak".

4) TCK 179-192, 403, 404, 448, 495, 499. Maddelerinde tanımlanan tehdit, gasp, haraç, uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet, yol kesme, adam kaçırma gibi suçları teşekkül halinde işlemek.Aydınlık: Çiller Ağar’ı Feda Ederek Kurtulamaz

Çiller’in suç ortağı Ağar’ı feda ederek kurtulma çabasına girdiği görülüyor. Asıl büyük suçlu, Çiller’dir. Çünkü Çiller, bu suç örgütünün ABD ile bağlantısını temsil etmektedir.

MİT’in Tansu Çiller ve Özer Çiller’in suçları hakkında bir rapor hazırladığı bilinmektedir. Bu rapor, TBMM’den ve yargı organlarından gizlenemez. Hükümet ve Milli Güvenlik Kurulu, bu rapordaki bilgileri TBMM’ye duyurmakla sorumludurlar. Aksi halde suça iştirak etmiş olurlar. Aydınlık ayrıca, Doğu Perinçek’in 7 Kasım 1996’da İşçi Partisi adına yaptığı basın toplantısını da "ÇİLLER VE AĞAR YÜCE DİVANA" başlıklı bir haberle duyurmuş.Devlet İle İlişki MİT Kanalıyla (Aydınlık)

Abdullah Çatlı, 1978 yılında MİT’le ilk bağlantısını kurdu. Aynı tarihte Ülkücü Gençlik Derneği, 2. Başkanı oldu. Çatlı ya da lakabıyla "büyük reis", 9 Ekim 1978 tarihinde 7 TİP’li gencin hunharca öldürüldüğü Bahçelievler katliamı sırasında MİT’le bağlantılıydı. Katliamın bir numaralı sanığı Çatlı idi. İlk devlet kimliğini katliamdan sonra aldı. Çatlının devletle ilk ilişkisi, "devlet adına" giriştiği kirli ve kanlı eylemleri MİT kanalıyla başladı. Bu tarihten sonrada bütün aramalara rağmen bulunamadı.

1 Milyon Dolara "Vatansever" Oldu

İstanbul’da görevli üst düzey bir MİT yetkilisi, İsviçre’ye giderek Çatlı’nın yakın bir arkadaşı ile bağ kurdu. MİT’in isteği, ülkücülerin, Ermenilere karşı eylem yapması. İlişki kurulan ülkücü, durumu Çatlı ve Oral Çelik’e bildiriyor. Buluşup konuşuyorlar. Teklif kabul ediliyor. "Vatan için" değil, para için! Çatlı’nın başında bulunduğu ülkücü terör timi, Fransa’da ASALA’ya karşı eylem yapmak için MİT yetkilisiyle para pazarlığı yapıyor. Marsilya’daki Ermeni Anıtına molotof kokteyli atmak için 1 milyon dolar istenir.Çatlı’nın JİTEM Yılları

ASALA operasyonundan sonra Çatlı ve ülkücü terör timi MİT’ten uzaklaşıyor ve 1984’ten itibaren JİTEM’le bağlantı kuruyor. Fiilen JİTEM için çalışmaya başlıyorlar. JİTEM’in değerlendirmesine göre "Çatlı bu işler için çok iyi bir adamdır. Yönetir, risk alır, aksatmaz. Çatlı teşkilat için düzgün biri."

Aynı yıllarda Çatlı eroin ticaretine başlıyor. Bağlı olduğu askeri örgüt kanalıyla "Yeşil Pasaport" alıyor. Ama hemen ardından Polisle ilişkiye geçiyor. Abdullah Çatlı’nın polisle bağlantı kurmasını, o dönemde Erzurum Valisi olan Mehmet Ağar’ın sağladığı ifade ediliyor.CIA Bıraktırdı

1986’da Fransa’da eroinle yakalanıp hapse atıldı. 1988 yılında İsviçre Hükümeti’nin talebi üzerine Zürih’e getirildi. 7 yıl ceza aldı. Daha üç yıl cezası kalmışken 1990’da Bastadel Cezaevi’nden "anahtarla" demir parmaklığın penceresini açarak kaçıyorlar. Ordu içinden güvenilir kaynakların verdiği bilgiye göre Çatlı’nın İsviçre’de cezaevinden kaçırılması Türk devletinin boyunu çok aşar.

Bucaklar’la Tanışma

Çatlı, 1994 yılında Türkiye’ye döndü. Mehmet Ağar’ın isteğiyle Bucakların Siverek’teki evine götürüldü. Bucakların evi iki yıl boyunca Çatlı’nın karargahı oldu. Burada, yanında dört Türk daha bulunuyordu. Bucak, ölene kadar, Çatlı’ya saygıda kusur etmedi. Aşiret reisi, mafya şefi gelince ayağa kalkacak kadar saygılıydı.Azerbaycan’da Uyuşturucu Darbesi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’e darbe girişiminden hemen önce, 1994 yılının sonlarında, Nahçıvan’da Elçibey’in köyünde, üç kişi bir araya geldiler. Tuğrul Türkeş, Abdullah Çatlı ve uyuşturucu işinin Hollanda ayağındaki şefi. Aynı günlerde MHP’nin üst düzey bir yöneticisinin (adı Aydınlıkta saklı) diplomatik aracıyla Türkiye’ye önemli miktarda bir "mal" sokuldu. Hollanda’daki şef, Çatlı sayesinde Azerbaycan’da dolaşabiliyordu. Bu iyiliğine karşılık, Hollanda Şefi de, Çatlı’nın ekibini Ermenistan’a soktu. Ermenistan, Kızılay’ın girmesine izin vermiyordu. Şef, PKK’nın Ermenistan bağlantısını kullanarak, Çatlı’nın adamlarını, Kızılay görevlisi görüntüsüyle Ermenistan’a soktu. Bu işler için Çatlı ekibini öneren ve ona kefil olanlardan biri de Ağar’dı.

Kafkasya operasyonları için paraya ihtiyaç vardı ve bu para bulunamıyordu. Tam da bu sırada Çiller imdada yetişti. Para örtülü ödenekten geldi. Kafkasya faaliyetlerinde Bucak ve Drej Ali de rol aldı. Drej Ali ve Bucak, personel buldu.

Demirel bu sırada Aliyev’i arayıp, Elçibey’e baskı yapmamasını istiyor. Ancak Demirel, Çiller’in Orta Asya ve Azerbaycan planlarından da rahatsızlık duyuyor. Devlet için tehlikeli buluyor. Aliyev’in uyarılmasını istiyor: Azerbaycan’daki MİT görevlisi NG (adı Aydınlıkta) darbe girişimini bizzat Aliyev’e iletiyor. Azerbaycan İçişleri Bakanı Hasan Hasanov, darbeyi bastırdı.Ağca’nın Sağ Kolu Oral Çelik

Oral Çelik Malatya’nın önde gelen ülkücülerinden. 7 Haziran 1979’da Malatya"da devrimci öğretmen Nevzat Yıldırım’ın öldürülmesi suçundan hala aranıyor. Emniyet müdürü anında Oral Çelik’i saptıyor. Ama bir türlü yakalanamıyor. Siyasi şube polisleri "Birey yapamıyoruz. Galiba bu adam MİT’ten diyorlar. Oral Çelik, İpekçi ve Papa suikastının kilit ismi. Görgü tanıklarının İpekçi Suikastında tarif ettikleri üçüncü kişi Oral Çelik. Ancak yakalanmıyor. Ağca Roma’daki sorgulamaları sırasında Oral Çelik’ten "sağ kolum" diye söz ediyor.

Bütün bunların yanında, Aydınlık’ta dikkat çeken bir takım haber parçaları şunlar: "Mersedes’in içinden tüm kirli ve karanlık ilişkileriyle Çiller Özel Örgütü çıktı. Gladyo-mafya ortaklığı, Susurluk yolunda kamyona çarptı. MİT raporundaki ifadeyle "Özel Suç Örgütü", 3 Kasım Pazar akşamı bir "kaza" yaptı.

"Kazadan yarım saat sonra, Abdullah Çatlı’nın mutemet adamlarından biri, Ankara’da aradığı bir kişiye Çatlı’yı kaybettiklerini, ne yapmaları gerektiğini sordu. Aldığı yanıt, ‘Ajandasını ve telefon defterini alın’ oldu. Kazadan sonra Çatlı’nın özel eşyaları arabada bulunamadı!

"İlk kez Aydınlık’ın 22 Eylül 1996 günlü sayısında açıklanan, Çatlı’nın kullandığı Mehmet Özbay kimliği, gerçek bir kişiye ait. Devlet Çatlıyı adeta ortadan kaldırıp, "Mehmet Özbay" adında yeni bir kişi yarattı. Çatlıya bu kimlik, devlet içindeki yandaşları tarafından verildi. Tıpkı yeşil pasaportu, polis kimliği ve silah ruhsatı gibi."

"Sıkıyönetim Savcılığı İddianemesinde Çatlı: Bahçelievler’de 7 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nın 16.2.1979 gün ve 199/1104 sayılı istemi uyarınca yapılan hazırlık soruşturması sonucu; Serdar Alten, Osman Nuri Uzunlar, Latif Can, Salih Gevence, Faruk Erzan, Efraim Ezgi ve Hürcan Gürses’in öldürülmesiyle sonuçlanan olayda "büyük reis" olarak tanımlanan Abdullah Çatlı, duruşma gününe kadar yakalanamadığı için dosyası ayrıldı."

Aydınlık, Susurluk olayı ile ortaya çıkan mafya-devlet ilişkisini siyasal sisteme ve sürece bağlayan yazılara da yer vermiş. Örneğin; Doğu Perinçek "Küçülen Ulusal Devlet, Büyüyen MAFYA-GLADYO Devleti" başlığını taşıyan köşeyazısında "Yeni Dünya Düzeni, devletin küzültülmesini de içeriyor. Yerüstündeki devlete bakarsanız doğru. Ne var ki, küreselleşme süreci devletin yeraltındaki örgütlenmesini azmanlaştırmaktadır. Bu olgu yalnız Türkiye’ye özgü değil, evrensel. Denebilir ki, 20. Yüzyılın sonunda emperyalist sistemin tipik devleti, mafya-gladyo diktatörlüğüdür." "Küçülenler ve dağılanlar şunlardır: KİT’ler, SSK’lar, parasız eğitim, tarıma destek fonları..."

Aydınlık, Çiller’in suç tanıklarını bir bir öldürttüğünü savunuyor. Ve işlenen cinayetleri şöyle sıralıyor:

1. Orgeneral Bitlis Suikastinin Faili Ahmet Cem Ersever’in Öldürülmesi.

2. Özer Çiller’le Nükleer Madde Kaçakçılığı Yapan İki İranlı’nın Öldürülmesi.

3. Behçet Cantürk’ün Öldürülmesi.

4. Tansu Çiller’e 500 Milyar Götüren Tarık Ümit’in Öldürülmesi.

5. Cantürk’ün Avukatı Yusuf Ekinci’nin Öldürülmesi.

6. Cantürk’ün Yakını Savaş Buldan’ın Öldürülmesi.

7. Cantürk’ün Avukatı, Medet Serhat’ın Öldürülmesi.

8. Özer Çiller’in İş ve Suç Ortağı Tevfik Ağansoy’un Öldürülmesi.

9. Özer Çiller’in İstanbul Bankasındaki Kuryesi Mehmet Urhan’ın Öldürülmesi.10 Kasım 1996: Dönüm Noktası:

(Doğu Perinçek, Başyazı, Aydınlık, 17 Kasım 1996, Sayı 491) (Küçük bir bölüm)

Türkiye’nin sağa kayış sürecinin artık sonuna gelindiğini gösteren belirtiler yoğunlaşmış bulunuyor. 10 Kasım 1996, bir dönüm noktasına vardığımızı belirleyen bir işaret taşı oldu. Bağımsızlık ve Demokrasi güçlerinin yükseliş dönemine girmiş bulunuyoruz. O gün Anıtkabir’i ziyaret eden yurttaşların sayısının bir milyonu geçmesi, halkın mücadele isteğini yansıttı.

St.Pölten  Arsivi

St.Pölten Alevi Kültür Birliginde 24-02-2001 tarihinde Siyaset Meydani adli toplanti düzenlendi konu: 21Yy.veAleviler`di.St.Pölten IP-taraftarlari temsilcisi Cengiz` in konusmasi söyleydi:

  Herkese saygilar ve selamlar.Ben karanliga isik tutanlarin takipcisiyim,konumuz 21Yy ve Aleviler, fakat bir önceki tarihe göz atalim.Egemen gücler dini herzaman kulanmislardir,Selcuklu ve Osmanli Imparatorlugunda Anadolu Aleviligi her zaman isyandi.Osmanli padisahi ve Irandaki Sah Ismail arasindaki savasta Anadolu Alevileri Sah Ismail tarafinda yer almislardi,Yavuz bir gecede binlerce Aleviyi katletti.Yani kisacasi Selcuklu ve Osmanli tarihinde Aleviler her zaman egemenlere karsi muhalefeti olusturdular.Alevi halki zulümden baskidan geri cekilerek kendi varligini gizlice devam etirdi.Taa Cumhurriyet dönemine kadar,Aleviler Cumhurriyeti gönülden desdeklediler,cünkü Osmanli yikildi,Cumhurriyet halifeligi kaldirdi.Fakat Cumhurriyet Alevilerin icnde olusan asiret,aga ve feodal yapiyida parcaladi.Bunu Laiklik ilkesinde görüyoruz: Laikligin anlami söz olarak Halka Ait demektir,o yüzden dini dünya islerinden ayirmistir dinin disina cikilmistir.1925 Tekke ve zaviyeler kanunuda söyle deniliyordu: Seyhligin,hocaligin,üfrükcülügün,dedeligin ve celebiligin tüm mallari Cumhurriyet ekonomisi adina kamulastirilacaktir,bu kisiler vatandas düzeyine indirilecektir.Dikkat edin dedelerin ve celebilerinde mal varligi kanunun icindedir.Yani Kemalist Devrimin alti ok ilkesi birgünde olusmadi,uzun asamalardan gecmistir.Daha sonra Cumhurriyetin kanunlari kesintiye ugramistir,özellikle kücük Amerika rejimi 50lerden sonra karsi devrimi hareketlendirmistir.27 mayis 1960 anayasasi demokratik hareketin önünü acmistir,Alevilerde bu hareketin önünde yerlerini almislardi,Halkevleri ve Köyenstitüleri kücük Amerika rejimi tarafindan tasfiye edildikten sonra,Alevi gencleri üniversitelere akin etti.Daha sonra ard, arda gelen darbeler Cumhurriyeti olusturan güclere yönelikti.Yani aydinlara,demokratlara,sola ve Alevilere karsi yapilmistir Amerikanci darbeler.12 Eylül basa geldigi zaman tamamen Seriati desdeklemistir,bu demokrasi ve laikligin sonu demekti.Seriat ve gericilik tasfiye edilmese,demokrasiye ulasilamaz,Fransiz Devrimine bakalim,oradaki Seriat giotinle yok edilmistir,laikciler ortacagla hesaplasmistir.Kemalist Devrimdede benzer uygulamalar vardir,Kubilayin kafasini kesen yobazlar nasil bastirilmistir,yada Yozgat- in eski adi Bozok`tu neden adi degisti? Simdi tarihcesini konusuyyoruz,birde Türkiye Avrupa ve St.Pöltendeki Alevileri tartisalim.

  Günümüze gelelim,bir kac önemli haber size bildirmek istiyorum.Türkiyede Alevilik yasal degil,yasaklaniyor yasaktir.15-08-2000de 35 Alevi örgütü birlik karari alarak,Alevi Bektasi Kuruluslar Birligini ilan etmek istiyorlardi,fakat Ankara valisi Yayha Gür Icisleri bakan müstesari Rasih Özbek  cesitli bakanlara,mektup göndererek:ABKB kuruculari cezalandirmasini soruyor ve 2908 sayili 5 mad.göre bölge,irk,sosyal sinif,din ve mezhep esasina dernek kurulamaz Ama 23 Anayasasi böyle yazmiyor 24.maddeye baka biliriz.Ayrica MGK -Diyanet toplanti yapmisti,konu Alevilik tarikatmi mezhepmi? Toplantida cikan sonuc söyle: Alevilige mezhep denirse nurcular,süleymancilar,naksiler ayaga kalkar tarikat denirse Aleviler tepki gösterir.Diyanet Alevi temsilcilerini bir araya getirmek istiyormus,henüz derneklere bu haber ulasmamis yada gizli tutuluyor.Birsey daha ilgimi cekti Almanyada 6ci sinif ögrencileri icin hazirlanan Alevi ders kitabi cikmistir,yazarlari Cemal Sener ve Celal Aydemir kitabin icinden bir kac örnek size okumak istiyorum:Bir Alevi hayvana karsi suc islemisse,bir köpegin önünde bile diz cöker özür diler öylece ceme girer-Kurban kesme vahsetir,kesen kisilerin eli öpülmez-Arap Islamliginda Allahtan baskasina tapma yasagi var-Anadoluda Aleviler dogaya tapar- Baglama telli kurandir-Alevilik Türklerin Islamiyeti yorumlama bicimidir.Sizce ders kitaplarinin icerigi olumlumu?

Alevi gencligi ve bölgemizdeki genclige baktigimiz zaman,kac tanesi meslek okuyor yüksek okula gidiyor,dernege ugruyor,issizdir yada sabikali.Statistikler ne yaziki ters yönde oysa genclerin elinde büyük firsatlar var elindeki malzemeyle dogru is yapmak önemlidir,örnegin internetten yararlana bilirler,fakat internette sadece chat yapiliyor-sa bir ilerleme olmaz cogu gencler okuya bilir,yani pekiyile sinifi gecmek varsa neden orta ile memnun oluyorlar?.Burda velilerede görev düsüyor,örnegin Alevi dernegi bir veliler birligi kura bilir ve ödül-ceza yöntemi uygulanabilir.Gectigimiz yil bir kiz kardesimiz mathematikte birinci olmustu,bu ödülendirilmeli.Az önce dediniz dernekten eskiden insanlar üyelikten ayrilmis veya cikarilmistir,örgütlü yapiyi bölmemek gerekir,bakin Cin`de bir partiden bir insan cok kez atilmisti,ama o insan sürekli geri gelmistir ve günün birinde Cin Halk Cumhurriyetinin önderi oldu.

St.Pöltendeki Siyasi Partilerden Yabancilari bilgilendirme Toplantilari...

Nisan 2001 SPÖ(Avus. Sosyaldemokrat Parti):"Sosyal Demokrasiye ihtiyac var"

SPÖ nisan ayinda Alevi Kültür Birligi binasinda,bir bilgilendirme toplantisi verdi.Toplantiyi izliyen cogunlugu dernek üyeleri olusturuyordu.Belediye Baskani Sn.Willi Gruber: Bugünki sagci koalisyon hühümeti,iscileri gittikce yoksullastirdi.Cözüm Ssyal Demokrasidedir seklinde bir konusma yapti.Ayrica Alevilerin yeni Dernek Projesini desteklediklerini belirten SPÖ,2001 sonbahardaki belediye secimlerine dikkat cekti.Alevilerin önemli bir bölümü secme hakkina sahiptir denildi ve destek istendi.Soru ve cevap bölümünden sonra,Belediye baskani Sn:Willi Gruber toplantiyi kapatmadan önce,son baharda yapilacak secimlerin St.Pölten yeni adaylarindan Sn.Hasan Dogani tanitti.

Mayis 2001 Die Grünen(Yesiller):"Birlikte calismaya samimiyiz"

Grüneler mayis ayinda hippolyt haus binasinda St.Pöltendeki tüm yabancilari kapsayan,bir toplanti düzenledi.Türkiyelilerin ve ayrica Tunus,Pakistanlilarinda aralarinda bulundugu toplantiya 70 kisi katildi.Grüneler temsilcisi Sn.Silviya Buschenreiter secim nasil yapilir,adayi nasil belirlenir ve ne kadar oy lazim diye detaili bir aciklama yapti.Ayrica ev,is,okul ve yabancilar sorununu dile getirdi.Grünelerin herkesle ortak calisa bildigini vurguliyan Buschenreiter,konusmasinin ardindan sorulari cevaplandirdi.Daha sonra Sn.Naciye Eroglu bir konusma yaparak yapilacak secimlerde Grünelerin adaylik teklifini kabul ettigini söyledi.

Haziran 2001 ÖVP(Avus.Halk Partisi):"Belli sayida yabanci gelmezse biteriz"

ÖVP Betriebsseelsorge binasinda düzenledigi toplantiya ona yakin yabanci kuruluslarin temsilcileri bulunuyordu.Dr.Alfred Brader(Bel.Bask.yardimcisi) özetle söyle konustu: Belediyeler kanun cikarmaz,ancak cevreyi,trafigi,okulu ve vatandaslarin yasantilarini düzenler.Yabancilar,oturum,is yasasi vs. bu gibi konularin yasalarini sadece Parlamento cikarir. Diger partilerin yaptigi gibi yabanci kökenli adayi secimlerde ÖVP göstermeyi düsünüyormu?sorusuna Sn.Brader su cevabi verdi:Ona gerek yok,bizde eskiden beri hirvat kökenli calisanimiz var zaten,aslinda köken önemli degil,belediye halk iliskilerinde görev alacak kisinin iyi bir hukukcu olmasi gerekir.Brader yabancilarla ilgili ayrica söyle konustu:Her yil belli bir sayida calismaya yabanci gelmezse Avusturya biter.Kontrolsüz göc dalgasina hayir diyoruz,illegal olmayan göce Avusturyanin kapisi aciktir.

15-08-2001 St.Pölten Alevi Kültür Birligi

Alevi Kültür Birligi yeni bir basariya imza atti.Sabirli bir calismanin ardindan yeni bir dergi yayin hayatina basladi. Alevi Halk Gercegi adli dergi, bundan sonra aylik olarak düzenli basilacaktir.Bugün (15-08-2001) dernek salonunda bir toplantiyla derginin tanitimi yapildi.Ayrica derginin calisma asamasinda IP-Sempatizanlari temsilcisi Cengiz arkadas,derginin yazarlarindan birisi ve ayni zamanda yazi isleri sorumlusu olarak secilmistir.

Datenschutzerklärung
Kostenlose Webseite erstellen bei Beepworld
 
Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich der
Autor dieser Homepage, kontaktierbar über dieses Formular!