HERKES 'KARDEÞLÝK' DÝYOR AMA...

 

 


Türkiye’nin, PKK’nin orada konuþlandýðýný söyleyerek, Kuzey Irak’taki Federe Kürdistan Bölgesi’ne ‘sýnýr ötesi’ hareket düzenleme isteði ve olasýlýðýnýn gündeme gelmesiyle, Ekim ayýnda, bölgede yeniden geniþ çaplý çatýþmalarýn gündeme gelmesi beklentisi, endiþesi yarattý. Doðal olarak gerilim sadece Türkiye ile Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi arasýnda deðil, Türkiye ve Avrupa’daki Türkler ve Kürtler arasýnda da yaþanýyor. Gerginlik, yaþadýðýmýz ülke Avusturya’ya da farklý biçimlerde yansýdý. Konuyla ilgili farklý kurumlarýn deðerlendirmelerini aldýk. St. Pölten’de kayýtlý olan derneklerin temsilcileriyle, konu hakkýnda görüþtük. 

 

Sabri Zorlu ( Osmanpaþa Cami dernek baþkaný): ‘Türküz Kürdüz hepimiz biriz’

 

Bütün dünya þunu bilmeli ki, Türk-Kürt ayrýmý yapmak yanlýþ, þahsým adýna ve kurumum adýna da karþýyým. Biz 1071 Malazgirt'te olsun, Çanakkale, Kurtuluþ Savaþý, Dumlupýnar, Kocatepe'de olsun Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken, Türk-Kürt ayrýmý yapmadýk. Hep birlikte kurduðumuz ülkenin adý Türkiye. Burada menfaat peþinde olan her kimseler, insanlarýmýzý gruplara bölüyorsa da, þiddetle kýnýyorum. Pazar günkü ( 04.11.07 St.Pölten ) yürüyüþümüzde bizzat bütün pankartlarý ben yazdým ve kayda deðer en önemli pankartlar da þöyle: ‘Türküz Kürdüz hepimiz biriz ve Türk Kürt kardeþtir, ayrým yapan kalleþtir’! Yürüyüþ amacýmýz Türküyle Kürdüyle birlikte, kardeþçe dünyada ve Türkiyede’ki terörizmi, teröristleri protesto etmekti. Türk Kürt ayrýmý yapmak mümkün deðil, bir aðacýn dallarýyýz, ülkemizi sadece Türk Kürt olayýndan deðil de, baþka yönden de bölmeye kalkýþanlarýn karþýsýndayýz. Medya taraflý davranýyor gerçekleri yazmasýný istiyoruz, Örneðin bir Avusturyalý gazete Viyana'da olan bir olayý yazmýþ ve baðlantýsý olmayan burdaki yürüyüþ resimimizi bu yazýnýn üstüne basmýþ. Yürüyüþümüze 1400 kiþi katýldý ve ne bizden ne de karþýt görüþlerden taraf, herhangi bir olayý olmadý. Yürüyüþte çok sayýda Kürt vatandaþýmýz da vardý, Cemaatimizde de var. Biz hepsine Müslüman olarak bakýyoruz. Tabii ki gelip milli birliðimizin içerisinde bölücü bir faaliyet giriþiminde bulunanlara da müsaade vermeyiz. St. Pölten’de duvarlarý yazýlarla karalýyarak, siyasi partilerin reklamýný ve terrör örgütünün propagandasýný yapmayý da kýnýyorum. Türkiye'de yaþanan bir olayý Avusturya'ya taþýyýp bu insanlarý rahatsýz etmemiz doðru deðil. Türkiye'de Türk Kürt ayrýmý yok, mozaiðimizi etnik temelde bölmeye çalýþan çýkar gruplarýný kýnýyorum. Herkes birbirinin diline, dinine örfüne adetine saygýlý olmalý.

 

Mehmet Iþýk ( Mevlana Cami- baþkan yrd.): ‘Nereden geldiði deðil, insan olmasý önemli’

 

Tabii ilk önce çevremize bakarak bunu söylemek gerekir, gördüðümüz kadarýyla böyle bir þey yok. St.Pölten Mevlana Camisi'nin içerisinde kalabalýk sayýda ve yönetim kurulunda da Kürt kökenli arkadaþlarýmýz var. Bizim o seviyede kesinlikle hiçbir sorunumuz yoktur. Cemaatimize 16 farklý ülkelerden gelen insanlarýmýz var, Zaten bu durumdan dolayý çok hassasýz. Yürüyüþ yapanlara sormak gerekir, yaptýklarýyla amaçlarýna ulaþtýlar mý? Biz o yürüyüþe katýlmadýk, çünkü doðru bulmuyoruz, Cuma namazýndan önce cemaatimize söyledik. Bizim içimizde Kürt arkadaþlarýmýz var ve Müslümanlýk açýsýndan baktýðýmýzda nereli olduðu önemli deðil, örneðin ailemin içinde Bosnalý var, kardeþimin eþi Alevi. Bizim için nerden geldiði deðil insan olmasý önemli. Cemaatimizde ve kendi çevremizde kesinlikle Türk Kürt ayrýmý yoktur. Memleketimizin huzurunu bozmak istiyorlar. Bir zamanlar sað sol, þimdi Türk Kürt yarýn bakalým neler çýkacak. Bütün cemiyetlere söylüyorum yaptýklarýna çok dikkat etmeliler, bizler kolay galyana gelir ve kendimizi tahrik ettiriyoruz. St.Pölten'de biz Türk toplumu olarak yýllardan beridir bir yerlere gelmeye çabalýyoruz. Fakat onlar (Avusturyalýlar) hiç ayýrt etmiyor bizi, hepimizi Türk ve yabancý görüyor. Düþünün istenmedik olaylar olsaydý bizi bir beþ yýl daha geriye götürürdü”.

 

Elbeyi Akpolat (Göçmenler Eðitim ve Kültür Merkezi- baþkaný): ‘Ýki halk emperyalizme karþý ortak savaþtý’

 

Bir gerilim yaratýlmaya çalýþýlýyor ve baktýðýmýzda daha çok Türkiye kökenlidir. Genelkurmay Baþkaný'nýn Türk halkýna, sokaklara dökülüp bir refleks gösterin çaðrýsý vardý. Türkiye'de baþlayan bu refleks tabi Avrupaya'ya da yayýldý. Türkiye kaynaklý belli güçlerin bu durumu Türk Kürt kavgasýna dönüþtürmek istedikleri biliniyor. Biz GEKM olarak kesinlikle buna karþýyýz, Türkün ve Kürdün kardeþ olduðunu ve halklarýn kardeþliðini savunuyoruz. Karþýt görüþlü olan insanlarla da görüþtük ve kendilerine provakasyonlara alet olmamalýlar buna yön vermemeliler dedik. Biliyorsunuz bir yürüyüþ oldu, yürüyüþ öncesi organize edenlere ve insanlara bunun yanlýþ olduðu ve böyle bir yürüyüþ, Türk Kürt çatýþmasýna zemin hazýrladýðýný söyledik. Duyduðumuz kadarýyla gelinen aþamada belli yerlerde olaylar olmuþ. Hatta, PKK ile iliþkisi olmayan insanlar bile, bu kavganýn içinde kendisini bulmuþ. Þoven ýrkçý oyuna gelinmemeli bu halklarýn kardeþliðine zarar verir, bizim talebimiz buydu.

 

Kürtler yýllardan beridir var ve bir ulustur, dört parçaya bölünmüþler, bu ayrý sorun. Kürtlere belli haklarýn verilmesi Türklerle olan kardeþliðini zedelemez, çünkü tarihte beraber yaþamýþlar. Kurtuluþ Savaþý'nda birlikte mücadele vermiþler, Ýþte kardeþlik buradan geliyor. Ýki halkýn emperyalizme karþý savaþmýþ ortak kardeþliðidir. Bu kardeþliðin devam etmesi için Türklerin sahip olduðu haklara Kürtlerin de, dil ve kültür gibi haklara sahip olmasý gerekiyor. Terör kimden gelirse gelsin karþýsýndayýz.

 

Türkiye'de herkesin barýþ içerisinde yaþamasýndan yanayýz. 1830 dan bu yana Kürt isyanlarý var bastýrýlýdý ama sorun çözülemedi, bugünde yok edilse yine çözülmez. Biz dernek politikamýz gereðince, Türk Kürt kamplaþmasýný doðru bulmuyoruz. Türkler Kürt tarihini iyi araþtýrmalarý lazým, bugüne kadar sözde yok denildi, fakat Milliyet gazetesinde, eski Generallerin itiraflarý var. Yaþamýný yitiren Asker bizim bir parçamýzdýr canýmýzdýr, ama daðda ölenlerde bizim kardeþimiz. Türkiye kendi sorununu kendi Kürdüyle çözmeli AB ve ABD’yle deðil. Türk halký bayraðýný Kürde karþý deðil, Kürtlerle ve tüm halkla beraber, ABD Emperyalizmine karþý yükseltmeli. ABDnin Irakta ne iþi var, Ortadoðu dan defolup gitmesi gerekiyor.

 

Atakan Karabað ( Avusturya Türkiye Dostluk Derneði): ‘Anti Emperyalist olmadan Vatanseverlik olmaz’

 

Biz ATDD olarak geçen dönemki çalýþmalarýmýzda, ilk kez St. Pöltende doðru bulduðumuz 23 Nisan etkinliði yaptýk. Ben Türk Kürt lafýný sýk sýk aðýza alanlardan ve kullanmak istiyenlerden deðilim, etkinliðimizde din dil ýrk mezhep ayrýmý yapýlmaksýzýn, insanlarýmýzýn Ulusal temelde ilk kez bir arada kutlama yaptýklarýna, hepimiz þahit olduk. Buda bizim derneðimizin konuya bakýþ açýsýný ve baþarýsýný açýka göstermekte. Derneðimiz içerisinde ve etkinliklerinde birlik ve kardeþliði görüyoruz. Son günlerde Avusturya basýnýnda  taraflar diye adlandýrýlýyor, iþte Türkler yürüdü, Kürtler yürüdü saflaþma ve kutuplaþam var deniliyor. Hangi duygularla olursa olsun, insanlar çýkýp yürüyorsa ve Avusturya basýný etnik adlandýrmayla haber yapýyorsa, ben burda yer almam medyaya malzeme vermem. Halkýmýzýn içerisinde ben böylesi bir kutuplaþmayý görmüyorum, çoðunluk sessizdir. Tabiki bunu kendi açýsýndan kullanmak istiyen ve etnikçiliðe pirim verenler illaki var. Din, etnikçilik ve þovenizm baz alýndýðýnda, kolayý taraftar toplayabilinir. Derneðimiz ise en zorunu yapýyor, sosyal temelde insanlarýmýzý dayanýþmaya çaðýrýyor. St.Pöltende de bu yapýlmalý, ATDD sadece bu boþluðu doldurabilir. Türkiye tarihini yazan bir halk olarak, neden Cumhuriyet için birlikte savaþtýk diye sormalýyýz. Farklýlýklarý deðil ortaklýklar ve birliktelikleri öne çýkaran insanlar aslýnda daha fazladýr, 30 yýldýr yapýlmak istenen etnik mezhepsel ve dini kutuplaþmalardan býkmýþlar. Yürüyüþlere raðmen Türkiye’deki terrör olaylarýna raðmen, insanlar ABDyi ve ABD nin Ortadoðuda yaptýklarýný kýnamýyorsa, tüm yaptýklarý havada kalýr. Bunu insanlar bilmiyorsa ve sadece þöven duygularla sokaklara çýkýyorsa, toplumun her kesimine zarar getirir. Biz Yugoslavya veya Irak gibi deðiliz, bizim halkýmýz Selçuklu-Osmanlý-Türkiye Cumhuriyeti ve tüm tarihte hep içe içe olmuþ. Emperyalistler diðer halklar arasýndaki çýkardýklarý boðazlaþmayý, bizde asla bþaramayacak, çünkü dünyada hiç bir örneði olmayan bir özelliðimiz var bizim, biz Anadoluyuz.

 

Günümüzde dini- siyasi- mezhepsel-etnik olan ‘biz ve onlar’ lafý benim düþünceme göre bölücülüktür. Farklýlýklar illede kaynaþmak zorunda deðil, fakat laiklik temeline baðlanmalý. Anti Emperyalist çerçeveden baktýðýmýz zaman; bugün Mustafa Kemal, Sütçü Ýmam ve Deniz Gezmiþ gibi Vatanseverlere dünden daha çok acil ihtiyacýmýz var. Sadece haritayý deðil haritanýn içindeki insanlarý severek kardeþlik olur. Vatanseverlik, Türkiye’nin heryerindeki yaþanan acýlarý görmektir.

 

Sait Köse ( Mezopotamya Kültür Merkezi-baþkaný ): ‘Sorun terör ise devlet terörünü de görmek lazým’

 

Bize göre Türk ve Kürt halký arasýnda böylesi bir gerilim yok. Kýsmen Avusturya basýný körüklüyor, fakat Avrupa genelinde organize edilen, faþizan yürüyüþlerle kýþkýrtmalar týrmandý. Devlet Türkiye’de Kürtlere uyguladýðý ciddi baskýyý, diasporadaki Kürtlerede uygulamaya çalýþýyor. Geliþmelerden habersiz olan iyi niyetli Türklerde, bu kýþkýrtma olaylarýna bir nevi alet oldu. Fakat bilinçli bir kesim bu yürüyüþleri, kasýtlý olarak bir baský aracý þeklinde, Kürtlere karþý kullandý. Bunlar Türkiyede’de olduðu gibi Kürt halkýnýn taleplerini red eden, mevcut statükoyu koruyan kesimlerdir. Faþist kesimler bilinçli olarak diðer kesimleride bu iþin içerisine dahil etmek istediler. Örneðin St. Pölten’de üç dört bin insanýn katýlacaðý bir yürüyüþ söylentisi vardý, fiyaskoyla sonuçlandý. Yürüyüþe katýlan insanlarýn bir kýsýmý, terrör ve savaþa karþý yürüdüðünü düþünüyordu ve hatta bizim derneðimizede geldiler biz onlarla görüþtük. Neden ve niçin yürüyüþe katýldýklarýný kýsmende olsa bize anlattýlar. Bu insanlar genel anlamda terröre karþý yürüdüklerini zan ederek kandýrýlmýþlardý.

 

Bizim derneðimiz St. Pölten ve Niederösterreichte, Kürtlerin kültürel ve siyasal taleplerine cevap amacýyla kuruldu. Bize yönelik faþizan bir saldýrý gerçekleþti, derneðimizin camlarý ve tabelalarý taþlanarak kýrýldý, ve bir tehtit yazýsý býrakýlmýþtý. Derneðimizin yasal statüsüne zarar verilmek istendi.Bunu protesto etmek için, yasal hakkýmýzý kullandýk ve bir yürüyüþ düzenlemiþtk. O yürüyüþte bizden kaynaklanmayan istenmedik bir olay olmuþtu. Nedense St. Pölten polisi olaylara yeterince önlem almadý ve sokatka bir kaç genç, kitleyi el iþaretleriyle provoke etti ve istenmeyen bir olayý oldu, Ýnternet Cafenin camlarý kýrýldý. Biz yürüyüþlerimizde asla þiddeti tasvip etmiyoruz ve bundan öncede bir Kürt gazetesi kapatýldýðý için, yürüyüþ yapmýþtýk, her hangi bir olayý olmadý. St. Pölten’de duvarlara yazýlan yazýlarla bizim derneðimizin herhangi bir baðlantýsý yoktur ve duvar yazýlamasýný doðru bulmuyoruz, bu  çevre kirliliðidir. Biz provakasyon amacýyla bu yazýlarýn yazýldýðýný düþündük ve araþtýrmada yaptýk. Fakat o yazýlarý kendisini bastýrýlmýþ ve kimlik taleplerini dile getirmek istiyen Kürt gençleri tarafýndan yazýldýðýný düþünüyorum, organize edilmiþ bir þey deðil bireysel eylemdir. Nedenide internet sitelerine bakýn, Kürtlerin deðerlerine yönelik çok yoðun saldýrýlarýn olmasýdýr, küfürden tutun bir yýðýn hakaretler var. Türk Kürt savaþý asla olmadý, ancak Kürtlerin haklý taleplerini gasp etmek için yürüyenlerin, vicdan ve insanlýkla hiçbir ahlakasý yoktur. Kürtler hiçbir zaman Türklere karþý ýrkçý temelde yaklaþmadý, bizim istediðimiz Türk halklarýnýnda Kürlerin hak talebine saygýlý olmalarýdýr.

 

Gerginlik Avusturya çapında

 

CENGİZ KÖSE

Türkiye ve Ortadoğu’daki yeni gelişmelerin yansıması sadece Başkent Viyana’da yaşanmıyor. Avusturya’nın diğer eyaletlerindeki kentlerde de bir takım olaylar meydana geldi. Vorarlberg eyaletinin başkenti Bregenz’de karşılıklı kahve baskınları, dernek lokallerinin taşlanması olayları görüldü. St. Pölten’de de istenmeyen olaylara tanık olduk. Yani Avusturya’da da Türklerle Kürtler arasına, bazı kesimlerce provokatif yöntemlerle kışkırtma ve ayrımcılık sokulmak istenmekte.

St. Pölten, 1965’ten bu yana, Türk ve Kürt işçilerinin aynı fabrikalarda, aynı kahvelerde ve aynı mahalelerde, kendi hayatlarının paylaştıkları bir merkez olarak bilinegeldi. Kırk yıldır Türklerle Kürtler arasında kimliklerinden dolayı herhangi ciddi bir olayı olmadı. St. Pölten’e 30-40 yıl önce yerleşen sağlam bir çekirdeğin olduğununu hiç kimse unutmamalı. Bu çekirdek varoldukça Türk-Kürt ayrımını amaçlayanlar, hiçbir zaman başarı elde edemez. Türk-Kürt ayrımını yapanların oyununa, sadece St. Pölten’in çekirdeğini tanımayanlar ve çok sonra buraya yerleşenler gelebilir.

Son günlerde, St. Pölten ve çevresinde Türkler ve Kürtler’in adı kullanılan ve istenmeyen birkaç olayı gerçekleşti.

- Mezopotamya Kültür Merkezi, kimliği bilinmeyen kişi veya kişilerce gece taşlı saldırıya uğradı. Saldırı sonrasında bulunan bildiri “Türkçü“ ifadeler içeriyordu.

- PKK lehine slogan atan bir gruba, Bozkurt işareti gösterenler karşılık verince, bir Türk işyerinin önünde kavga çıktı. Kavgada yaralanan olmadı, ancak işyerinin camları hasar gördü.

-St. Pölten çevresinde bulunan Herzogenburg’daki bir Türk kahvesinde, çatışmalarda yaşamını yitiren askerlerin haberinin TV’de verilmesi sırasında çıkan tartışma kavgaya dönüştü.

 -Son günlerde St. Pölten sokaklarının bazı yerlerinde, gerçekleştirilen duvar yazılamaları dikkat çekici. Böyle bir yazılama yöntemine daha önce St. Pölten’de hiç rastlanmamıştı.

Datenschutzerklärung
Kostenlose Homepage erstellen bei Beepworld
 
Verantwortlich für den Inhalt dieser Seite ist ausschließlich der
Autor dieser Homepage, kontaktierbar über dieses Formular!